HIV Pozitif Hayatın Günlüğü

Son altı ayda, o tünelin sonunu gördüm…
Hayatın kıyısında dolandığımda, yaklaşan o sonun soğuk nefesini hissettim…  
Bu his geçmiş değil tamamiyle henüz…

Tüm birikimimi kaybedip, düşünmeden ülkeme geri geldim…
Ailemin yanındayım…
Ailemin o sonsuz kayırıcılığına emanettim…

Kimse ile görüşmüyorum aslında…
İyi gün dostları konusunda aynı şeyleri hissetsem de, aramadıkları için de şikayetçi olmadım…
Hatta aramamaları daha iyi oldu bile…
Hiç konuşmak istemedim…

Düşüncelerim ve korkularım nedeniyle, yaşamı ertelemiş bulunmaktayım…
Hatta kimse ile görüşmek içimden gelmiyor bile…
Ailem dışında, bir kaç arkadaşım aradılar, arıyorlar.
Onlara hakettikleri gülüşü veremedim.
Gerçi onlar da sorunumu bilmiyorlardı…
Bilselerdi, ne olurdu düşünmek istemiyorum.
Bilen bir arkadaşım ise neredeyse yok oldu.
Oysa durumumu onunla paylaşmadan önce çok yakındık mesela.

Çoğunlukla evdeyim.
Günde bir kaç kelime ediyorum.
Hatta hiç konuşmak istemiyorum.
Telefonum çalsa da açmıyorum çoğunlukla…

Hayat böyle bir şey…

Annem herkes gittiğinde, şöyle derdi bayramlarda… “Dere akar kum kalır!”…
Şimdi bizbizeyiz, kardeşlerimle…
Bu sorunla uzun yıllar da yaşama ihtimali var…
Ama uzun süreli planlarım yok artık.
Bir tek, tıbben bir mucize belki bu sessizliği bozabilir.
Fakat hayatın her şeye gebe olduğunu düşünmekteyim artık.
Kendimi zamanın akışına bıraktım…

Güzel ve mutlu cümleler kuracak duyguda değilim bu aralar.

Fatih Egelioğlu

Comments on: "Kırılganlık, sessizlik… Aile ve arkadaşlar…" (4)

  1. Anonim said:

    abicim haklısın yazdıklarında hemde çok ama yanlız değilsin.bizler varız…görüşmek üzere şimdilik by…ikbal

  2. Yasin Erkaymaz said:

    Sevgili Fatih Ege, yaşadıklarını ve düşüncelerini paylaşmak konusunda ki ustalığını hayatı yeniden deneyimlerken de gösterebileceğinden o kadar eminim ki… Ara ara her insanda olmuyor mu aslında bahsettiğin durum ve duygu değişiklikleri. Hayatı yaşanılan kılan şeylerden birisi aslında bu durum ve duygu değişimlerimiz. Sürekli sonuz bir huzur, mutluluk ve doygunluk hali ile yaşıyor olsaydı insan oğlu eminim ki çok çabuk harcardı bu duyguların gerçek değerini ve sıradanlaşırdı, mutlu olmak, huzurlu olmak kavramlarının içi tamamen boşalmış sadece dilde gezinen manasını her geçen gün yitiren kelimelerden herhangi bir farkı kalmazdı. İşte hayat bunlara değer biçebilmek için bir sorunlar yumağı çıkartıyor karşımıza zaman zaman… Hayatımızda ki tüm sorunlar zaman içerisinde sadeleşiyor ve kendisini aşmamız sonucunda belleğimizde kıymetli bir deneyim, bu deneyimi yaşarken biriktirdiğimiz anılar olarak geçmişte ki yerini alıyor. Demem o ki, şu an sahip olduğun her sorunun, mutluluğun ve hatta insanın bir misyonu var. Gereken görevi tamamladığında bir şekilde kopuyor senden, başka bir insanın hayatında ki tamamlanmamış misyonu hedef alıp bırakıveriyor seni… İçin rahat, gönlün ferah olsun geçecek hepsi. Özlemle…

  3. Sevgi Yılmaz said:

    Fatih’cim…

    Uzun süreli planların olduğunu biliyorum, çünkü pek çoğunu hep birlikte gerçekleştireceğiz. Baharda güzel bir Assos gezisi ilk planımız. Sonra fotoğraf çekme günleri, denize gitmeler, piknik yapmalar var sırada 🙂

    Hatta baharı, yazı bile beklemeye gerek yok. En kısa zamanda bir plan yapalım derim 🙂

  4. valla arkadaslar cok gusel belirtmsler bna soz kalmadi katiliyorum arkadaslara…

Yorum bırakın