HIV Pozitif Hayatın Günlüğü

“Tom Hanks ‘in oynadığı Philadelphia ” olarak hatırlatır ve tavsiye ederdik filmi. Aslında daha çok hatırlardık, çünkü tavsiye etmek tehlikeliydi. Film sıradan, bildik bir aşk hikayesini anlatsaydı kolaydı. Ama iki erkek birbirini seviyordu ve üstelik içlerinden biri HIV pozitifti. Filmdeki oyunculuklar veya müzikleri tavsiye etmenin ardına sığınamazdı insan. Neden bu hikayeyi tavsiye ediyorumun acabaları başlar mıydı? Başlardı. Reçelli filmi arkadaşımla seyrederken başıma gelmedi değil bu. Acaba sende mi?…… Sorusu bankoydu ve soruldu. Hitchcock filmlerindeki katil de bendim yani…

Film, “Tom Hanks’ in oynadığı Philadelphia” filmi değildi artık. Prova ve çekimlere ben de katılıyordum.

Filmi özetlemicem tabi ki, “yaşamımdan kesitler var” da demicem. Sadece filmi ilk seyrettiğim yıllarda HIV negatiftim ve o zaman da aynı tepkiyi verdiğimin altını çizicem. HIV pozitif olmadığım halde, yaşanan ve yaşatılanlara verdiğim tepki aynıydı. Yani karşı çıkmak, sinirlenmek ve bayrak kaldırmak için o hikayeyi yaşaması gerekmez insanların. “Bana dokunmayan yılan” hikayesinin ardına sığınmaya gerek yoktur. İnsan hakları, hasta hakları, sevme hakları diye sıralanan, hak demeye bile gerek olmayan, “ben de insanım” diyebileceğim bir yaşam sadece. Bugün savunmadığımız adaletin, yarın dilencisi olduğumuz bir can simiti olmasını beklemek hiç adil değil biliyor musun. İşte o zaman , ben olsam dilenmeye utanırdım..

Evet ya ben de insanım, erkeğim, falan filanım…

Ne sakallarım, ne traş losyonum, ne kol düğmelerim ne de gömleğimin sol tarafındaki düğmelerim değildi erkeklik. Erkeklik; mertlikti, sözün er’ i olmak, komşunun kızına sahip çıkmaktı. Bir yetmişliği bitirmek efsaneydi. Bu değildi erkeklik.

Hayatımdaki keskin dönüşlerin farkına varacağım yılların henüz kaleme alınmadığı zamanlardaydı yelkovan..İyi bir yazar olacak ve ben yazacaktım ve bunu henüz bilmiyordum. Ve ben kendi ezberimi bozmakla ilgiliydim o sıra. Ve iki dudak arasındaki ezberi bozdum önce.

Anne ben…..” le başlayan cümlemin ikinci paragrafında pozitif olduğumu da söyleyip bir ezberi bozmaya daha başladım; önce ailem, sonra arkadaşlarım ve sonrasında da söyleyebildiğim bütün kalabalığın.

İşte böyle kokardı erkek. Beni alaşağı etmek için bulduğu iki sebebin alnını karışlayıp , onurlu ve güçlü adımlarla yürürdü şehrin caddelerinde.

Ve her defasında; o yüzden

Anka Kuşları’nın kalbini çaldım.
“Hırsız” desinler.
Razıydım

İnanç ÖZGÜR

Yorum bırakın