Bir yıl geçti üzerinden. Ama bir değil, on değil, binlerce adım ötesindeyim bir yıl
önceki halimin… O günleri yaşamamışım gibi. Saçma sapan intihar düşünceleri
dürterken beni, “intihar” kelimesiin “y” si yok aklımda şu an. Sahi, “intihar”
kelimesinde zaten “y” bile yokmuş…
Yemin etmiştim kış sonrası yazı çok iyi yaşayacağıma. Geçen günlerin öcünü
gülerek ve sevdiğim bir işi yaparak, seyahat ederek geçireceğime. Öyle de oldu.
Hatta seyahatler esnasında kendimi bile kaybettim. Arkadaşlarım daha sıkı
sarıldılar ve hatta ilacımı yanıma almayı unuttuğumda, onların bana hatırlattığını
hatırlayıp, gülümsüyorum şimdi. Ki ben ilacı dakikasında alma paranoyasında ve
ödün vermez disiplininde bir insanken, unutabilmeyi başardım işte… (Ama
unutmadım!)…
Bir ay boyunca çok sevdiğim başka bir ülkenin güneşinde kavruldum, denizinde
eridim, kumuna yuvarlanıp, derelerinde iliğime kadar dondum. Binlerce fotoğraf
çektim afilli makinamla. Arkadaşlarımın, kendimin bile şaşırdığım güzellikte
fotoğraflarını, ağaçların yeşiliğini, erguvanların morunu, kırmızısını, pembesini…
Yeni dostluklar kurdum, martılara selam verdim, bahçelerinde hıyarlar, biberler,
patlıcanlar kestim yabancı köylerin. Bol bol yemek yedim, su içtim, kahveler
götürüp, çaylar getirdim. Kapkara oldu rengim. Yılmadım yürüdüm, ter içinde
kalıp, ilk gördüğüm koyda yine denize sarıldım yanımda havlum olmasa da…
Balıkçılarla onların dilinde muhabbet ederken, gülümsedim, onlardan da aynı
karşılığı aldım. Hayatın onca olasılığı, dakikaları ve yolları içinde, onlarla kesişti o
anlarım. Onlar beni hatırlamayacaklar belki ama, ben onları hiç unutmayacağım.
Ve tilki döndü, dolaştı ve geri döndü şimdi. Hatta işlerim artmaya başladı tekrar,
yeni evimi döşeme arifesindeyim. Umduğum gibi en üst katta. İstanbul’da
merkezlerinin birinde, her yeri cam. Yıllar önce yazdığım hikayedeki, tepe
üzerindeki ev olmasa da, çevredeki sokaklara tepeden bakan bir yer işte.
Aydınlık. Pencerelerini açıp, perdeleri rüzgara bırakacak gibi duruyor.
Arkadaşlarıma ikram edeceğim kahveler, çaylar olacaktır, ne güzel
Bu yazıyı yazmaktayım şimdi. Bana yazılarımı okuyup, danışan bir kaç arkadaş
oldu facebook’daki profilimden. Doğruları anlatmaya çalıştım onlara. Sonra
sildiler kendi profillerinden tekrar. Haklılar kendilerince, önyargılar onları da
zorlamakta… Pozitif değillerdi bence ve o korkuyu yaşamanın ne olduğunu
tattılar böylece. Kimseye böyle korkular yaşatmasın ama ben bu korkuları
yaşayıp, sanırım aşan insanlara örneğim artık. Ailem ve dostlarım sayesinde.
Paylaştığım bir kaç arkadaş uzaklaşmış olsa da, onları da yargılamıyorum. Olur
böyle şeyler. En azından bu sayede anladım ki, dost değildiler. İnsan, kimseye
kızmamayı, kırılmamayı da öğreniyor ama sadece özlüyorum belki, keşke
kalsalardı diyorum o kadar.
Yaz ile başlamıştık değil mi? Hızlı geçti yaz… Yine gelecek ☺
Fatih Egelioğlu
Comments on: "Bir yaz daha bitti" (6)
Bir yaz daha bitti ;
Sizlerden ricam olacak, yazılarımızda artık ölüm intihar v.s sözcükleri düşünceleri yazmamaya çalışsak. Hayata pozitif bakmak , sonuçta damdan düşeni, damdan düşen anlar. Benim gibi çok arkadasımız vardır hiv virüsü taşıyan arkadaslarımız ..
İlk bulabilecekleri dernek Pozitif Yasam ve ilk dışa vurumlarini yapacakları yer Pozitif Günlük ..
Lütfen yazılarımıza başlarken daha farklı söylemlerle girişe başlayalım..
Teşekkürler..
Gökhan
Teşekkür ederim Gökhan… “intihar” ve “ölüm” herkesin ilk aklına gelen gerçeklerden. Tabi ki yazının tamamına bakmakta yarar var… Ben kendi gerçeklerim içinde intiharı ve ölümü düşündüm, hem de çok. Ama şimdi, yanımdan bile geçmiyorlar, geçemiyorlar 🙂
Bu nedenle arkadaşlarımız da yazılarda tüm bu aşamaları görmeye devam edecekler. Nereden, nereye gelindiğini…
Ve çoooooook haklısın, her ne olursa olsun, hayatın en güzel anları bizi bekliyor… Hatta yazmayı bırakayım şu an, yapacak çok güzel işlerim var çoook 🙂
Sevgiler…
Evet, yapacak çok güzel seyler var. Düşünceler hani hep söyleriz beynimi kemiriyor, fakat bazı durumları icimizde yasayabilmeliyiz.
Sakın yazmaya devam , yazdıkların yapacağın güzel seylerin arasında en basta gelmeli, nacizane görüşüm ..
Selamlarımla…
Gökhan
elne sağlık güzel yazı
gerçekten güzel
Teşekkürler 🙂