CD4 ve Direnç Testi Serüveni
Pozitif yaşam derneğinden aldığım bilgiler doğrultusunda ilk halletmem gereken şeyin sosyal güvence olayını çözmem gerektiğiydi bu doğrultuda araştırmalarım sürmekteydi, o zamanlarda derslerim de sunum haftasına denk geldiğinden dolayı bir süreliğine sosyal güvenceyi askıya alıyordum ve öylece yaşamaya başlıyordum, ne CD4 sayımı biliyorum ne de viral yükü tek bildiğim pozitif olduğum idi. Tabii Hiv pozitif olduğumu öğrendikten sonra çok samimi olduğum 2 kişi ile de durumu paylaşıyorum, ilk tepkileri olumlu biraz şaşırmalarına rağmen ama 1 aylık süre içinde iletişim nedense zaman içinde kopmaya başlıyor, her gün aranan her gün mesajla taciz edilen ben, artık mesajların sayısı günden güne azalıyor aramaların sayısı da bir o kadar azalmaya başlıyordu.
Günlerden 15 Ocak benim doğum günüm, telefonu şarja takmıştım, telefon çalıyor, koşa koşa yan odaya gidiyorum sevdiğim birisidir diye, belki aşık olduğum kişi arıyordur diyerek heyecanlandım, o da ne numara kayıtlı değil ve İstanbul’dan aranıyorum, merak edip açıyorum, zarif bir ses nasılsın, müsait misin konuşmaya diyerek söze başlıyor, evet arayan pozitif yaşam derneğinden birisi, ben doğum günümde pozitif olmadan önce her saat başı arayıp halimi hatırımı soran kişi değil ya da günde 50 mesaj atmadan rahat edemeyen kişi de değil arayan, Pozitif Yaşam Derneği!
Pozitif yaşam derneği arayıp sosyal güvencemi halledip halletmediğimi soruyordu, bense halledemediğimi okuldan daha ayrılamadığımı söylüyordum, daha sonra internette aidsvebiz.com adlı forum sayfasını buluyorum, ücretsiz yaptırmanın yolları var mı diyerek yazıyorum, yazdıktan hemen sonra birkaç kişi özelden mesaj atarak beni teselli ediyor ve ardından yine Pozitif Yaşam Derneğinden bir ağabeyimiz mesaj atarak telefon numarasını bırakıyor, “sen gel o kalan testleri burada yaptıracağız” diyerek, aradan bir iki gün geçtikten sonra tekrar İstanbul yollarına düşüyorum Anadolu’nun küçük bir şehrinden…
Tekrar Pozitif Yaşam Derneği’ne gidip ağabeyimizle konuşuyorum. CD4 testinin ucuz olduğunu 35-40 lira gibi bir ücretle yakında ki bir laboratuvarda yaptırabileceğimi söylüyor, hemen zaman kaybetmeden bahsettikleri yere gidip kanı veriyorum ardından tekrar derneğe gidip bu kez bir bayan ve ağabeyimiz ile Marmara Üniversitesi’nin o dönemde uyguladığı bir araştırma kapsamında direnç testlerini ücretsiz yaptığından bahsedip oraya gidiyoruz. Hastaneye varmadan önce ağabeyimiz bir kafeye götürüp yemek ısmarlıyor ama ben de iştah olmadığı için yemiyorum, onların yemesini bekliyorum ve yemeği yedikten sonra hastaneye giriyoruz, kanları veriyoruz ardından hastaneden çıkarken ağabeyimize telefon geliyor, telefonu eden ise Pozitif Yaşam Derneği, benim CD4 sayım belli olmuş, onu bildirmek için arıyorlar.
Onlar konuşurken benim hala bir umudum var, negatif çıkma umudu, ağabeyimizin söyleyeceklerine odaklanıyorum ama telefonda konuşurken pek sevindirici bir haber almadığı belliydi, ben içimden şunu demesini bekliyorum; “yalancı pozitif çıkmış senin test sonucun, bir de buraya kadar boşu boşuna geldik senin yüzünden” demesini beklerken ağzından çıkan ilk kelime “ilaç” oluverdi. Haliyle anlamadım ne demek istediğini, “pardon abi anlamadım”? dedim kendisine, o da CD4’ün çok düşük olduğunu ( 230) hemen ilaca başlamam gerektiğini söyledi.
Hava kapalı, ağabeyimizin işi olduğundan dolayı beraber geldiğimiz ablamız ile derneğe dönüyoruz, yağmurlu, kasvetli bir hava var, ben havaya bakıyorum, sanki parçalanmış bedenimin dışa vurmasıydı bu hava…( hiç sevmem öyle havaları da…) Yaklaşık 1 saat falan sürdü sanıyorum derneğe ulaşmamız, ama o süre sanki 1 yılmış gibi geldi bana, yanımda ki ablamız beni teselli ediyor, “Korkma! İlaca başlayınca tekrar yükselir değerlerin” diyor, ama elden ne gelir, dışarıda şimşek çaktıkça sanki virüsler vücudumu parçalıyormuş gibi hissediyordum…
Derneğe geldikten sonra CD4 sayımı gösteren faksı alıp yola koyuluyorum. O dönem de pozitif olduğumu öğrenen x kişisi de artık benimle konuşmayı bıraktığı için İstanbul’da haliyle kalacak yer, kafamı dinleyecek bir yer olmadığında, hemen yola koyulup gidiyorum. Nedense o gün hiç yolculuk yapasım gelmemişti, sadece o soğuk havada sıcak bir yerde uyumak istedim, bu yüzden yolculuk işkence gibi geldi. Artık elimde CD4’ümü gösteren belge ile trenle cufcuf yaparak istanbul’u terk ediyordum…
Artık pozitif ve CD4 sayısını bilen birisiydim. Şairin dediği gibi, merdivenlerden yavaş yavaş çıkıyordum…