HIV Pozitif Hayatın Günlüğü

Archive for the ‘Mert Sönmez’ Category

HIV pozitif bir arkadaş evlenince….

Uzun zamandan sonra yeniden merhaba!

Sizlerle hikayemi kısa bir şekilde paylaştıktan sonra bir süre sessiz kaldım. Ancak bugün sessizliğimi sizlerin daha önce okuduğu bir düğün haberi için bozdum.

Evet, ben de oradaydım!

Sevgili dostum Sevgi Yılmaz’ın düğünündeydim.

Ben kendisi için çok mutlu olsam da bundan daha çok bir HIV pozitifin evlenebilmesinden ve bunu görebilmekten ötürü çok mutluyum. Yıllardır hep derdik “HIV pozitifler evlenebilir” diye ama o gün karşımda kanlı canlı bu olayı görmek beni çok ama çok mutlu etti.

Her ikisi için de gerçekten çok mutluyum. Bu olay bence hepimize bir şey gösteriyor.

HIV/AIDS aslında aşka engel değil. Evliliğe ve çocuk sahibi olmaya hiç engel değil. Aslında tek engel bizim beynimizde. Birçok HIV pozitif arkadaşoın genelde ilk tanı aldıkları dönemde geleceğe yönelik kaygıları olduğunu biliyorum. Bu aslında hemen herkesin başından geçen bir süreç belki.

Ama Sevgi Yılmaz’ın hikayesi bize HIV pozitif olmanın hayatın hiçbir anı için bir engel olmadığını gösteriyor. Ve şüphesiz bu düğünden çıkacarağımız çok ders var!

Bu Hastalık Artık Kimseyi Üzemiyor!

Oradaydım…

1 Aralık Dünya AIDS gününde ben de Taksim’de yapılan yürüyüşe ve etkinliklere katıldım.

Oradaydım…

Etrafımda birçok güzel insan var. Kim pozitif kim negatif belli değil. Zaten bu kimse için de önemli değil. Herkes el ele ve sevgi dolu gözlerle birbirine bakıyor. Ortam gerçekten çok “pozitif”.

Etrafımızda bize bakan gelip yaklaşıp sorular soran birçok meraklı insan var. Onların bakışları altında elimde “HIV testi yaptır!” yazılı dövizi taşıyorum.

Önce konuşmalar ardından yürüyüş başlıyor…

Oleeey, en sevdiğim şey etkinliklerde topluca yürümektir. Herkesin elinde dövizler, içlerine boncuk doldurulmuş şişeler ile tutturduğumuz bir ritim ile türüyoruz.

Ve Taksim meydanına ulaşınca o güzel “HIV yumağını” oluşturuyoruz.

Herkesin yüzü gülüyor.

Aklımda tek bir düşünce: bu hastalık artık kimseyi üzemiyor, üzemeyecek!

HIV Hayatımda Neleri Değiştirdi?

Sevgili günlük,

Uzun zamandır buraya hiç yazı girmedim. Aslında çoğu zaman yazmak için ne zaman elimi uzatsam hayat bir düşman gibi hep engelledi. Neyse ki bu gece biraz kafamı toparladım ve yazmaya başladım…

Kısa bir süre önce kendime bir soru sordum: “HIV hayatımda neleri değiştirdi benim?”

Elime bir kağıt kalem aldım ve bir liste yapmaya başladım. Ancak sorun şu ki listeye yazacak bir şey bulamadım. Hayat aynen eskiden olduğu gibi devam ediyor…

Neyse 1 Aralık Dünya AIDS günü yaklaşıyor. Sabırsızlıkla bekliyorum…

Mert Sönmez

Test sonucu…

Hastanede geçen süre çok hızlı geçti. Kısa süre sonra çıktım. Ancak test sonuçlarım hala çıkmamıştı. Sevgi her şekilde benim yanımda olmaya devam ediyordu. Bir Cumartesi günü Ortaköy’de kahve içmeye gittim. Beni aradı ve nasıl olduğumu sordu. Onun cıvıltılı sesi bile bana mutluluk verdi. Biliyordum ki sonuç ne gelirse gelsin Pozitif Yaşam Derneği yanımda olacaktı.

O hafta sonu Sevgi’nin bana söylediğini öneriye uydum: internete hiç girmedim. Çünkü internet yalan yanlış birçok bilgiyle doluydu ve bu benim kafamı karıştırabilirdi.

Pazar günü ise yüzmeye gittim. Hatırlıyorum da o kadar yorgundum ki zorlukla kulaç atabildim. Daha sonra havuzun kenarında bir yerde oturdum ve dinlendim…

Test sonucu ne çıkacaktı? Bunu bir süre sonra merak etmediğimi fark ettim. Ve bu kadar rahat olmamda Pozitif Yaşam Derneğinin rolü büyüktü.

Pazartesi günü oldu. O gün işe gidemedim. Yataktan kalkamadım zaten.

Öğleden sonra hastaneyi aradım. Ve beklenen sonuç çıkmıştı.

Sevgi’yi aradım ve sonucu almak için hastaneye gittim.

SON

Not: Bu hikâyemde bana yardımcı olan Pozitif Yaşam Derneğine, Sevgi Yılmaz’a, Deniz Türk ve Kıvanç Er’e çok teşekkür ederim. Onlar olmasaydı bugün bulunduğum yerde olmayacaktım.

Düşündüğüm gibi değil…

Ve Sevgi geldi…

Gözlerinde adı gibi sevgi dolu bir ışık vardı. Benim ise kafam karmakarışık ve kendimi yalnız hissediyordum. İçeri girdi, elimi tuttu…

Onun o sırada orda olması beni rahatlatmıştı. Ona olan bitenleri anlattım. HIV için yapılan testlerin sonuçları bir türlü çıkmak bilmiyordu. Kağıtlarıma baktı ve beni dikkatlice dinledi.

“Ne hissettiğini biliyorum!” dedi. Ve birden bana şu anda ne hissettiğimi söylemeye başladı:

“İnsanlara ne söyleyeceğini bilmiyorsun. Korkuyorsun, ailene, iş arkadaşlarına hatta sevgiline ne diyeceğini bilmiyorsun…”

Nasıl biliyordu? Ne hissettiğimi nereden biliyordu?

Ben sormadan cevap verdi;

“Çünkü ben de aynı yoldan geçtim…”

Birden bana korkularımın gereksiz olduğunu anlattı.

“HIV’den artık kimse ölmüyor. Bu kronik bir hastalık artık. Ömür boyu tedavi alıyorsun. Tedaviye ulaşmak artık eskisinden kolay ve ilaçlar çok gelişti. Günde bir hap alarak tedavi olabiliyorsun. Virüs bir süre sonra kanında tespit edilemeyecek seviyenin altına geriliyor ve inan bana kendine baktığın sürece hiçbir sağlık sorunu yaşamadan mutlu bir hayat sürebiliyorsun…”

Birden içim rahatlamaya başlamıştı. En canlı tanığı karşımdaydı, sağlıklı ve hayat dolu.

“Kısa sürede test sonuçların gelecek ve sen bu hastaneden çıkacaksın. Sonuç ne gelirse gelsin sakın korkma. Ben ve Pozitif Yaşam Derneği hep yanında olacağız…”

Bana Pozitif Yaşam Derneğinden bahsetti. Derneğin bütün hizmetlerinden ücretsiz faydalanabilecektim. Üstelik kimlik bilgilerim hep saklanacak ve güvende olacaktım.

Ona bir sürü soru sordum: iş hayatı, askerlik, evlilik ve belki ileride çocuk sahibi olma…

Hepsine o kadar güzel cevaplar ver ki, testlerin pozitif gelmesi durumunda çalışabilecek, evlenebilecek ve hatta çocuk sahibi bile olacaktım. Bana bir sürü canlı örnekten bahsetti.

Rahatlamıştım…

Ve şunu fark ettim, HIV/AIDS düşündüğüm gibi değildi…

Çok yanılmıştım…

Mert Sönmez

Hastaneye yatıyorum…

Tüm bunların üzerinden uzun bir zaman geçti. Ve ben bir hata olduğunu bile bile test yaptırmaktan uzak durdum. Sadece cahildim ve test yaptırmanın aslında korkulacak bir şey olmadığını bilmiyordum.

Test yaptırmadım…

Ve bir gün gözlerimi hastanede açtım. Çok büyük bir hastanenin enfeksiyon servisinde HIV şüphesi ile yatırılmıştım. O zaman yapmaktan korktuğum testler için benden kan alındı…

Ve uzun zamandan beri tanıdığım arkadaşım Sevgi’yi aradım.

“Alo Sevgi, ben Mert! HIV şüphesi ile hastaneye yatırıldım…”

Mert Sönmez

All the things she said – Onun tüm söyledikleri

Bir şekilde ona ulaştım. Tek istediğim onun hakkında duyduklarımın ne kadar doğru olduğunu öğrenmekti. İstediğim şey veya belki de hayalini kurduğum şey bana duyduklarımın hepsinin birer yalan olduğunu söylemesiydi.

Ancak olmadı…

Bana HIV pozitif olduğunu söyledi. Evet, doğruydu…

Bilgisayarımda TATU’da “All the things she said” çalıyordu….

 

All the things she said

All the things she said

Running through my head

Onun tüm söyledikleri

Onun tüm söyledikleri

Aklımdan çıkmıyor

Aklımdan çıkmıyor

This is not enough

Bu yetmez

Im in serious shit,

Cidden b.k a battım

I feel totally lost

Tamamen kaybolmuş hissediyorum kendimi

If Im asking for help its only because

Being with you has opened my eyes

İmdat diye bağırıyorsam, bil ki,

Seninle birlikte olmak gözlerimi açtı; Ondandır..

Could I ever believe such a perfect surprise?

Böylesi Şahane bir sürprize inanabilecek miyim acaba?

I keep asking myself, wondering how

Sorup duruyorum kendime, merak ediyorum nasıl oluyor

I keep closing my eyes but I cant block you out

Gözlerimi kapatıyorum, ama seni düşüncemden çıkaramıyorum

Wanna fly to a place where its just you and me

Sadece ikimizin olduğu bir yere uçmak istiyorum

Nobody else so we can be free

Başka hiçkimsenin olmadığı; böylece özgür olabiliriz biz de

All the things she said

All the things she said

Running through my head

Onun tüm söyledikleri

Onun tüm söyledikleri

Aklımdan çıkmıyor

This is not enough

This is not enough

bu yetmez

bu yetmez

And Im all mixed up,

Ve kafam çok karışık

Feeling cornered and rushed

Hırpalanmış ve kalıplandırılmış gibi hissediyorum

They say its my fault but I want her so much

Bunun benim suçum olduğunu söylüyorlar ama onu o kadar çok istiyorum ki..

Wanna fly her away where the sun and rain

Come in over my face, wash away all the shame

Onu öyle bir yere götürmek istiyorum ki..

Güneş ve yağmur, orda, yüzümün üstüne gelerek, tüm ayıpları yıkayacak.

When they stop and stare – dont worry me

Durup dik dik baktıkları an, benim için kaygılanma

Cause Im feeling for her what shes feeling for me

Çünkü onun için hissettiğim şeyler, onun bana hissettikleri..

I can try to pretend, I can try to forget

Deneyebilirim rol yapmayı, deneyebilirim unutmayı

But its driving me mad, going out of my head

Gel gör ki, bu beni deli ediyor, beni aşıyor

Mother looking at me

Bana bakan anne

Tell me what do you see?

Söyle bana, ne görüyorsun?

Yes, Ive lost my mind

Evet, aklımı kaybettim

Daddy looking at me

Bana bakan baba,

Will I ever be free?

Özgürlüğüme hiç kavuşamayacak mıyım?

Have I crossed the line?

Haddi aştım mı?

Mert Sönmez

Suçlamak…

“Düşen bir çığda, hiçbir kar tanesi, kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.”

Oscar Wilde

Sürekli düşünüyordum: ben ne yapacaktım?

Ve düşüncelerim bir süre sonra birilerini suçlama üzerine kuruldu. Kendimi suçluyordum, onu suçluyordum, hayatı suçluyordum. Ve bu düşünceler içinde bir deniz beni boğuyordu: internet!

İnternet içinde birçok “bilginin” yer aldığı bir denizdi. Yalan yanlış ne varsa bütün bilgiler toplanmıştı işte. Ve ben internette gezdiğimde HIV/AIDS konusunda karamsarlaşıyordum. Neye inanacağımı bir türlü bilmiyordum. Aslında o günlerden kalma bir tavsiyem var herkese: eğer HIV/AIDS ile ilgili bir şüphe yaşıyorsanız internetten uzak durun. Çünkü bilimsel olmayan birçok bilginin dolu olduğu, yalan yanlış her şeyin yazıldığı bir yer orası.

Kendimi suçlamak bir çözüm değildi. Benim test yaptırmam gerekiyordu. Testten sonra hemen uzman bir doktor ile görüşmem ve gerekiyorsa tedaviye başlamam lazımdı. Ama ben internet başında sürekli olarak vakit kaybediyordum.

Aslında korkuyordum ben,

Hem de oldukça…

Suçlunun kim olmasının ne önemi vardı ki?

Mert Sönmez

Test yaptırmak veya yaptırmamak…

Eve geldim,

İçimde büyük bir kaos var. Gelecek, geçmiş ve şimdiki zaman hepsi iç içe girmiş. Mükemmel bir karmaşanın tam ortasındayım. Beynim sürekli olarak bana tuzaklar kuruyor, gelecek için olumsuzluklar üretiyor. Onu durduramıyorum ve bunu kaldırıp kaldıramayacağımdan pek emin değilim.

Sürekli o anı düşünüyorum: tanı almak…

Acaba nasıl olacak, bana ne diyecekler, insanlara ne anlatacağım?

Beynim sürekli yeni senaryolar yazıyor, durduramıyorum…

Ben bir kaos içerisindeyim ve kaos beni yutuyor. Bu duygu çok farklı, korku değil, ürkmek değil, endişelenmek hiç değil. Belki hepsinin toplamından daha fazlası ancak kesinlikle daha az değil.

Aklımdan geçen şeylere bazen ben bile inanamıyorum. Bir mantık hatası içerisindeyim: eğer test yaptırırsam tedavi olabilirim ama test yaptırırsam o sonuç alma kısmına dayanamayabilirim.

Onu düşündüm bir an: acaba o bu durumla nasıl başa çıkmıştı? O neler yaşamıştı? Ben yalnız mıydım?

Kendimi tanımlayabildiğim tek kelime buydu: Kaos; doğurgan bir düzensizlik, karmaşa ve bilinmezlik…

Mert Sönmez

Anne!

İlk önce aklıma gelen şey annem oldu…

Ölecektim, peki ona ne olacaktı?

Tek oğlu öldükten sonra ne hissedecekti?

Kendimi düşündüm bir an: hastane köşelerinde bilinçsiz bir şekilde yatıyorum…

Annem orada, başımda ağlıyor…

Bana ne olacaktı?

Ben ne olacaktım?

Ben?

O gitmişti ya ben?

Korktuğumu hissettim, üşüdüğümü hissettim..

O zamanlar HIV/AIDS’den kimsenin artık ölmediğini normal yaşam süresini tedaviler sayesinde kaliteli bir şekilde  bilmiyordum…

Birden Ozan’ın yanından hiçbir açıklama yapmadan kalktım…

Park bana dar gelmişti…

Mert Sönmez