HIV Pozitif Hayatın Günlüğü

Archive for the ‘Okan Aksu – Editör’ Category

Türkiye’nin En Çok Okunan Blogu: Pozitif Günlük

Pozitif Günlük Türkiye’nin En Çok Okunan Blogu Oldu

HIV/AIDS ile yaşayan insanların hayatlarını ve deneyimlerini paylaştıkları alanında ilk ve tek olan Pozitif Günlük 150.000 okuyucuya ulaşarak Türkiye’nin en çok okunan blogu oldu.

okan aksu

2011 yılından bu yana yayında olan ve HIV/AIDS ile yaşayan bireylerin hayatlarını, tecrübelerini anlattıkları Pozitif Günlük kısa sürede inanılmaz bir okuyucu kitlesine ulaştı. Yayına girdiği ilk aydan itibaren kamuoyunun dikkatini üzerine çeken Pozitif Günlük 150.000’in üzerinde okuyucuya ulaşmış oldu.

Konu ile ilgili olarak bilgi veren Pozitif Günlük editörü Okan Aksu Türkiye’de sosyal medya alanında blogların hak ettiği ilgiyi görmediğini belirtti. Sözlerine “Ancak Pozitif Günlük diğer bloglardan farklı olarak, kısa zamanda birçok insanın ilgisini çekti ve düzenli bir okuyucu kitlesine ulaştı. Türkiye’de blogların bu kadar çok okuyucuya ulaşması aslında beklenilen bir durum değil. Bu yüzden oldukça mutluyuz” şeklinde devam etti.

Proje sorumlusu Çiğdem Şimşek, amaçlarının HIV/AIDS ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılığı kırmak HIV pozitif bireylerin sağlıklı ve mutlu bir hayat sürebileceklerini herkese göstermiş oldu” dedi.

Blog yazarlarından Fatih Egelioğlu blogun insanlara HIV/AIDS ile ilgili olarak doğru bilgiler veren bir kaynak olduğunu söyledi. “Pozitif Günlük, hem HIV/AIDS ile yaşayan bireyler hem de toplumun tüm kesimleri için inanılmaz bir kaynak. “Doğru bilgi boşluğu”nu dolduran bir adres. Sosyal medyada yakaladığımız bu başarıdan dolayı çok mutluyuz” dedi.

Pozitif Günlük ile ilgili bilgi veren Okan Aksu, çalışmanın bundan sonra kitaplaşacağını aynı zamanda yeni yazarlar ile daha da zenginleşeceğini belirtti. 2011 yılında Turkcell Blog Ödülleri yarışmasında halk ve juri oylaması ile yılın en iyi kişisel blogu seçilen Pozitif Günlük, Pozitif Yaşam Derneği tarafından destekleniyor.

www.pozitifgunluk.com

1 Aralık Dünya AIDS Günü

Yarın 1 Aralık…

Dünya AIDS günü…

Bu özel günde her yıl olduğu gibi yine çeşitli etkilinlikler düzenlenecek, yürüyüşler gerçekleştirilecek, uzun konuşmaların ardından medyada birçok haber ile HIV/AIDS gündeme gelecek. Hatta bazı reyting peşinde koşan medya kuruluşları bilgisizce bu özel günü toplumda korku ve panik yaratmak için kullanacak, HIV pozitif bireyler “öcü” gibi gösterilecek. Aradan günler geçecek ve HIV/AIDS yeniden kamusal alanımızdan, zihinlerimizden ve gündemimizden uzaklaşacak. Ve yeniden başkalarının sorunu olarak kalacak…

“Eeee, ne olmuş ki?” diyebilirsiniz.

Sonuçta her yıl böyle olmuyor mu?

Bu noktada asıl sorun, HIV/AIDS gibi toplumsal bir konunun, yılın sadece tek bir gününde medyanın ve toplumun gündemine geliyor olması. Ancak yılda tek bir güne karşın, hepimizi her gün, her hafta ve her saat ilgilendiren bir konu: HIV/AIDS.

Eğer şu anda okumakta olduğunuz Pozitif Günlük tek bir başarı elde ettiyse o da HIV/AIDS’in ötekine ait bir durum olmadığını herkese gösterebiliyor olmasıdır. Yazarlarımız HIV/AIDS’in her yaştan, ırktan, cinsiyetten herkesi etkileyebileceğini gösterdi.

Bu konu aslında biraz bugün bana, yarın sana meselesi…

Toplumda şu anda en büyük sorun; inkar, etiketleme ve ayrımcılık üçgeni. Ve bu durum hala güçlü bir şekilde varolabiliyorsa HIV/AIDS kimse için çok uzak veya sadece ötekileri ilgilendiren bir konu olarak kalmayacaktır.

Peki nedir bu inkar, etiketleme ve ayrımcılık üçgeni?

İnkar; bilgi ve eğitim eksikliği nedeni ile enfekte olabileceklerini kabul etmemeleri,

Etiketleme; HIV pozitif bireylerin toplumda “olumsuz sıfatlar” ile etiketlenerek toplumdan dışlanmaları,

Ayrımcılık; HIV pozitif bireylerin toplumda doğrudan veya dolaylı bir şekilde ayrımcılığa uğramaları anlamına gelir.

Bu üçgen en sonunda toplumda HIV/AIDS ile yaşayan bireylere ve sonuçta HIV negatif bireylere zarar veriyor. İnsanlar sırf bu durum yüzünden test yaptırmaz tedavi olmaz ve HIV/AIDS’e karşı gerekli önlemleri almaz.

Yani kısacası HIV pozitif bireylere karşı geliştirilen önyargılar ve hak ihlalleri ile toplum aslında kendi bindiği dalı keser.

Bugün bu durum yüzünden dünyada milyonlarca HIV pozitif birey ayrımcılığa uğruyor, eğitim hakkı elinden alınıyor, kamusal alandan uzaklaştırılıyor, işten atılıyor ve yaşamsal bir önem arz eden tedaviye ulaşamıyor…

Liste uzun….

Bu yüzden, 1 Aralık Dünya AIDS Günü aslında sadece toplumda HIV pozitif bireylerin sorunlarını anlatmak veya HIV/AIDS’i bir gün olsun hatırlamak için değil aslında toplumda yaşayan herkesin mutluluğu için önemli.

Bu bağlamda 1 Aralık, aslında toplumdaki herkese “HIV/AIDS Hepimizi İlgilendirir” mesajını veriyor: seni, beni, ve herkesi…

Bu açıdan bu yıl bir değişiklik yapın ve önce kendinizden başlayın: HIV/AIDS ile ilgili önyargılarınızı kırın, bilgilenin ve HIV pozitif bireylerin haklarını savunun.

“Zaten benim etrafımda HIV pozitif kimse yok” diyerek tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan sorunlara karşı gözlerinizi kapamayın.

Ve unutmayın, HIV/AIDS hepimizin sorunudur…

Merhaba

Merhaba sevgili okuyucular,

Uzun bir aradan sonra yeniden buradayız. Ve umuyoruz ki daha uzun bir süre yazılarımızla sizlerle olmaya devam edeceğiz.

Sizlere güzel bir haberimiz var. Aramıza yeni bir yazar katılıyor: Emir Arda’yı beğenerek okuyacağınızı umuyorum.

Sevgiler & Saygılar,

Twitter ile Bağlantıda Kalalım…

Sevgili okuyucularımız,

Pozitif Günlük ailesi olarak, gelişen teknoloji ile birlikte sizinle hayatın her anında birlikte olmak istiyoruz!

Bu yüzden yazarlarımızın bazıları sizlerle Twitter hesaplarını paylaşmaya karar verdi. Bu sayede severek okuduğunuz yazarlarımızı Twitter üzerinden takip edebilecek ve onlar ile bağlatıda kalabileceksiniz.

Yazarlarımızın Twitter hesapları;

Sevgi Yılmaz

Kiz_Kulesiii

Fatih Egelioğlu

FatihEgelioglu

Okan Aksu

Okan_Aksu

Merhaba Fatih

Sevgili okuyucular,

Artık yeni bir yazarımız daha var: Fatih Egelioğlu.

Kendisinin ilginç hikayesini beğenerek okuyacağınızdan eminim. Onun hikayesinde birçoğumuzun kendimizden bir şeyler bulacağını biliyorum.

Bu vesile ile sevgili Fatih’e de “hoş geldin” demek isterim.

İyi okumalar,

Okan Aksu – Editör

İnsana Dönmek…

Turkcell’in blog ödülleri yarışmasını kazandıktan sonra sürekli olarak tebrik mesajları aldık. Ancak bu yarışmada aldığımız derece bana bir soru sordurdu.

Bu blog neden önemli?

Türkiye’de bir gelenek vardır. İnsanlar sağlık sorunlarından ne olduğuna bağlı ya hiç bahsetmezler, ya da daha çok destek göreceklerini bildikleri için herkese anlatırlar. Örneğin; insanlar kanser olduğunda çevresinden daha fazla ilgi görürler. Ancak bir kişi HIV ile enfekte ise potansiyel “tehlike” olarak algılanırlar. HIV pozitif kişiler sanki bir suç işlemişler gibi korkarlar bunu gündeme getirmeye. Sorunun derecesi artıkça insanlar konuyu kişisel bir sır gibi saklarlar.

HIV pozitif insanların bu virüsün “sicili kötü” olduğu için, üzerine birçok önyargı inşa edildiği için susmaları normal karşılanabilir.

Ancak ne kadar insani bir ihtiyaçtır konuşmak. Ne kadar rahatlatan bir şeydir sorunlarımızı paylaşmak.

Aslında HIV konusunu konuşmak ne kadar önemli biliyor musunuz? Önyargılarımızdan kurtulmamız için ve de aslında birbirimize yardımcı olmamız için.

Bu blog her şeyden önce bunu başardı. İnsani konuları tartışabilmemiz için bir fırsat yarattı. Sorunlarımızdan kendimizi soyutlayan bireyler olmamızdan kurtardı bizi. Yeniden insan olmaya dönmemizi sağladı.

Susarak ve başlarımızı ilgilenmediğimizi belirten bir şekilde çevirdiğimiz konuların yine bize, insana ait olduğunu hatırlattı.

Bu blog insana dönmemize neden oldu.

Geldiğimiz yere…

Okan Aksu

1 Aralık Dünya AIDS Günü için sokaktaydık…

“Erken Tanı Hayat Kurtarır! Korku Değil, Bilmek Seni Yaşatır!”

Pozitif Yaşam Derneği, birçok kurum ve kuruluşun desteği ile gerçekleştirilen 1 Aralık Dünya AIDS günü kapsamında, İstanbul ve Türkiye’nin birçok ilinde çeşitli etkinlikler düzenlendi.

HIV’in ilk kez 1 Aralık 1981’de tanımlanması nedeniyle tüm dünyada ve Türkiye’de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Yapılan etkinliklerde HIV/AIDS konusunda bilgilenme ve ayrımcılık konusunda mesajlar verildi.

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği, Uluslararası Türk Tıp Öğrencileri Birliği (TurkMISC), Ulusal Gençlik Parlamentosu ve 82 kuruluşun desteği ile başta İstanbul olmak üzere, İzmir, Ankara ve Türkiye genelinde etkinlikler düzenlendi.

 “HIV ile Yaşamak Mümkün”

Pozitif Yaşam Derneği, bu yıl 82 kurum ve kuruluşun desteği ile İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere 72 yerelde 1 Aralık Dünya AIDS günü çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenledi. Birbirinden etkileyici görüntülere sahne olan etkinliklere vatandaşların ilgisi de yoğun oldu.

Bu yıl “Erken Tanı Hayat Kurtarır! Korku Değil, Bilmek Seni Yaşatır!” sloganı ile hayata geçen etkinliklerde,  düzenli test yaptırmanın önemi vurgulandı. Taksim’de gerçekleştirilen yürüyüş öncesi konuşan Pozitif Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Ünlü, erken tanının önemine dikkat çekerek, “Toplumun her kesimine HIV ve AIDS konusunda duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz. HIV’in yayılmasının önlenmesi için insanların düzenli test yaptırmaları ve tedaviye erişmeleri çok önemli. Erken tanı ve tedavi sayesinde artık HIV ile yaşamak mümkün” dedi.

Artık 1 Aralık Daha Farklı

Taksim’de gerçekleşen etkinlik çerçevesinde konuşan Prof. Dr. Fehmi Tabak ise tanımlandığı ilk dönemlerde insanlar arasında korku ve paniğe neden olan HIV/AIDS’in artık günümüzde tedavisinin mümkün olduğunun altını çizerek, sözlerine devam etti. Tabak İlk tanının konduğu günden bugüne kadar, otuz yıl boyunca, HIV/AIDS bilimsel gelişmelerle kontrol altına alınabilir noktaya gelirken, yaratılan önyargı ve korkularla mücadele etmek çok daha zor ilerlemiştir. Tedaviye erişimi olan HIV pozitifler sağlıklı ve kaliteli bir şekilde günlük yaşantılarına, eğitim görme ve çalışma hayatlarına devam edebilmekte, evlenebilmekte ve gerekli önlemlerle çocuk sahibi olabilmektedirler. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu bölgede, yeni vaka sayılarında ciddi oranda artış olduğu gözlenmekte ve bu ülkemize de yansımaktadır. HIV’e karşı olumsuz tutum içinde olan ülkelerde HIV ve AIDS; bilgisizlik, ayrımcılık ve damgalama nedeniyle hızla yayılmaya devam etmektedir” dedi.

Yapılan konuşmaların ve “Bize İyi Kalbin Gerek” fotoğraf serisinin ardından düzenlenen yürüyüş, renkli karelere sahne oldu. Sambistanbul ritim grubu eşliğinde düzenlenen kortej halindeki yürüyüşün ardından birbirlerine sarılan vatandaşlar büyük bir “HIV Yumağı” oluşturdular.

Boğaz Köprüsü Kırmızı

 Gündüz gerçekleştirilen etkinlikten sonra 1 Aralık akşamı 19.00 – 21.00 saatleri arasında iki kıtayı bağlayan İstanbul Boğaz Köprüsü, HIV ve AIDS’e dikkatleri çekmek amacıyla kırmızı renkle ışıklandırıldı.

Kitap Dağıtımı: AF

1 Aralık Dünya AIDS günü etkinliğinde Yazar Zafer Başoğul’un geçtiğimiz aylarda yayınlanan ve arka kapağında yer alan prezervatifle dikkatleri üzerine çeken AF isimli kitabı dağıtıldı. Teması aşk olan kitap, aynı zamanda Türkiye ve Dünya’da HIV pozitif ve AIDS’e de dikkat çekiyor. Başoğul, kapaktaki prezervatifin bir promosyon malzemesi olmadığı, bir simge olduğunun da altını çiziyor.

Pozitif Yaşam Derneği 

HIV VE AIDS HEPİMİZİ İLGİLENDİRİR…

POZİTİF BAK!

HIV VE AIDS HEPİMİZİ İLGİLENDİRİR.

“Erken Tanı Hayat Kurtarır! Korku Değil, Bilmek Seni Yaşatır!”

1 Aralık 2011 ve HIV 30 yaşında!

HIV (Human Immunodeficiency Virus -İnsan Bağışık Yetmezlik Virüsü) bundan tam otuz yıl önce, ilk kez 1 Aralık 1981 yılında tanımlandı. Adından da anlaşılabileceği gibi, insan bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve tedavi alınmadığı durumda etkisiz hale gelmesine neden olan bu virüs ile bağışıklık sistemi etkilenen vücut, normalde kolaylıkla direnç gösterebileceği hastalık etmenlerine açık ve savunmasız hale geliyor. İlk tanımlandığı günden itibaren üzerinde çalışılan ve mücadele edilen bu virüsle ilgili, tanımlanmasından 7 yıl sonra düzenlenen uluslar arası bir kongrede, 1 Aralık tarihi “korunmayı ve farkındalığı” arttırmak amacıyla “Dünya AIDS Günü” ilan edildi. “Kırmızı Kurdele”, “AIDS’i biliyorum, AIDS’e karşı korunuyorum ve AIDS’ten ölenlere saygı duyuyorum” anlamı ile HIV/AIDS’in simgesi oldu.

Türkiye’de ise ilk HIV vakası 1985 yılında açıklandı. Ne yazık ki o dönemde HIV’i baskılayan tedavilerin olmaması, bilgisizlik, ön yargılar, ihlaller, tecrit ve yalnızlık, bu ilk tanının yaşamını son derece olumsuz etkiledi.

Ancak aradan geçen yıllar içerisinde HIV/AIDS Dünya Sağlık Örgütü tarafından ölümcül hastalıklar listesinden çıkartılarak kronik hastalıklar listesine alındı. 1996’dan bu yana mevcut gelişmiş ilaç seçenekleriyle kontrol altında tutulabilir hale geldi. Bilim çevreleri, HIV pozitiflerin tedavilerine erişebildikleri ve devam ettikleri sürece işlerine, okullarına, yaşamlarına devam edebileceğini, gerekli önlemlerle bebek sahibi olabileceklerini kanıtladı.

Bilgi ve bilinç HIV’den korunmanın anahtarıdır…

“AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe’de “Edinilmiş Bağışık Yetmezlik Sendromu” olarak adlandırılan bir hastalıklar bütünüdür. AIDS; HIV adlı virüsün insan vücuduna girmesinden sonra tedavi olanaklarından yararlanılmadığı durumda ortaya çıkan hastalıklar bütününü tanımlar.

Ne yazık ki, HIV’in insan hayatı üzerindeki bu otuz yıllık yolculuğunda en çok öne çıkan ve önyargılar yaratan kavram AIDS olmuştur. Bilgi ve bilgilendirme eksikliği, çeşitli toplumsal normların baskıcılığı ve farkındalık yoksunluğu nedeniyle HIV/AIDS tanısı almış kişiler uzun yıllar toplum, kimi zaman devlet ve hatta medya tarafından ayrımcılığa maruz kalmışlardır.

İlk tanının konduğu günden bugüne kadar, otuz yıl boyunca, HIV/AIDS bilimsel gelişmelerle kontrol altına alınabilir noktaya gelirken, yaratılan önyargı ve korkularla mücadele etmek çok daha zor ilerlemiştir.

Ama artık günümüzde artan bilinç ve HIV/AIDS konusunda çalışan kişi ve kurumların çabalarıyla gerçeklere daha sağlıklı ulaşabiliyoruz. Örneğin; ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından

12 Mayıs 2011 günü açıklanan sonuçlarında, HIV pozitif bir kişinin etkili bir antiretroviral (HIV’i baskılayan) tedavi rejimine bağlı kalması durumunda, HIV pozitif olmayan eşlerine HIV bulaştırma riskinin %96 oranında azaltılabileceğini göstermiştir.

HIV’den korkma, bilgisizlikten kork!

Bugün dünyada tahmini olarak 33,3 milyon kişi HIV ile yaşıyor ve bunların %48’i kadın. Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) ve UNAIDS (BirleşmişmMilletler HIV/AIDS Ortak Programı)’nın 28 Eylül 2010 tarihinde yayınladığı raporunda; 10 ülkeden toplanan verilere göre HIV pozitif kişilerin % 60’dan fazlası HIV statülerini bilmediği yer alıyor. Bunun sonucu olarak da birçok kişi çok geç bir aşamada tedaviye başlıyor.

Oysa; tedaviye erişimi olan HIV pozitifler sağlıklı ve kaliteli bir şekilde günlük yaşantılarına, eğitim görme ve çalışma hayatlarına devam edebilmekte, evlenebilmekte ve gerekli önlemlerle çocuk sahibi olabilmektedirler.

Dünya Sağlık Örgütü gerçek sayıları tahmin etmek için izleme – değerlendirme sistemlerinin güçlü olmadığı ülkelerde resmi rakamların 7, 10 ve 20 ile çarpılması gerektiğini ön görüyor. Buna göre Türkiye’de 50 bin kişiye yakın HIV ile yaşayan olduğu tahmin ediliyor.

Olumlu gelişmelerin yanı sıra Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu bölgede, yeni vaka sayılarında ciddi oranda artış olduğu gözlenmekte ve bu ülkemize de yansımaktadır. Olumsuz tutum içinde olan ülkelerde HIV ve AIDS; bilgisizlik, ayrımcılık ve damgalama nedeniyle hızla yayılmaya devam etmektedir.

T.C. Sağlık Bakanlığı Haziran 2011 resmi verilerine göre Türkiye’de 4.826 kayıtlı HIV vakası bulunmakta ve verilere göre her yıl ortalama % 143,16 artış olduğu gözlenmektedir. HIV pozitif kişiler arasında enfekte olmuş toplumun her kesiminden insanlar vardır.

Haziran 2011 tarihindeki verilere göre 2000 yılında Türkiye’de yeni vaka sayısı 158 iken, 2004’te 210, 2007’de 376, 2010 yılında ise yeni tanı sayısı 627 olmuştur!

Türkiye’de mevcut Sağlık Bakanlığı verileri değerlendirildiğinde, toplamda 1999 – 2010 yılları arasında HIV ile enfekte olan kadınların sayısı 271 kişiden 1.232 kişiye, erkeklerde ise 712 kişiden 2.945 kişiye çıkmıştır. 1999’dan, Haziran 2010 tarihine kadar HIV ile enfekte olan kadınların sayısı 4.54 kat artarken, erkeklerde 4.13 kat artış göstermiştir.

İlk HIV tanısı bundan tam otuz yıl önce 1 Aralık 1981 yılında kondu. Otuz yıldır dünya üzerinde ve kimi zaman bedenlerimizde onunla yaşıyoruz.

1 Aralık HIV’in hayatımıza girdiği gün. Bu nedenle biz HIV’in ortaya çıktığı günü önemsiyoruz.

İlk tanımlandığında panik, korku ve endişeye neden olan HIV; ahlaksızlık olarak tanımlanan HIV; ayrımcılığa, dışlanmaya maruz bırakan HIV; en önemlisi geçmişte öldüren HIV artık; farkındalık, mücadele, dayanışma, önyargı ve tabuların tartışılmasını ve pozitif bir yaşam kazandırdı insanlığa. Şimdi bize düşen görev HIV’den korkmak değil, erken tanı ve tedavi için test yaptırarak, korunmaktan sonraki ikinci önlemimizi almaktır. Unutmayalım ki, HIV diğer bulaşıcı hastalıklardan farklı ya da daha kötü değildir.

Bu yüzden 1 Aralık’ta HIV’le ilgili gerçekleri öğrenip, korunarak, düzenli test yaptırarak ama en önemlisi HIV ile yaşanabileceğini kabul ederek, HIV ile ve birlikte bir yaşama “merhaba” diyoruz!

Pozitif Yaşam Derneği

Yeni bir yazar daha…

Değerli okuyucu,

Pozitif günlük olarak hayatın her kesiminden pozitif hikayelerimizi sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

İnanıyoruz ki, her yeni yazarımız okuyucularımız için farklı bir pencere açıyor ve bize göremediğimiz noktaları gösteriyor.

Bugün aramıza katılan İnanç Özgür’ü bu anlamda severek okuyacağınıza eminim,

Sevgiler,

Okan aksu – Blog Editörü

Bir blog hayatı değiştirebilir mi?

Bu soruya kısaca cevap vermek istiyorum: evet, değiştirebilir. Peki, nasıl mı? Birçok iyi kalp bir araya gelerek hayatı değiştirebilir. Aşağıda detaylarını bulacağını kampanya tam olarak işte bunu hedefliyor…

Bugün bloğunuzda, hayatınızda HIV/AIDS ile yaşayan insanlara yer açar mısınız?

Sevgiler,

Okan Aksu

Türkiye’nin En Çok Okunan Sosyal Medya Yazarları İyi Kalpli Bir Proje İçin Bir Arada

Sosyal Medya Önyargıya Karşı

“SorumluBlog: Bize İyi Kalbin Gerek” Fotoğraf Sergisi M.A.C Kozmetik Ana Sponsorluğunda, Pozitif Yaşam Derneği’nin desteği ile 1-15 Ekim 2011 Tarihleri Arasında Taksim Metro İstasyonu yürüyen bantlar katında…

Arama motorlarından hayatımıza giren Sosyal Medya kahramanları bu kez çok farklı bir projeyle karşımıza çıkıyor.

Gardrobunuzu açıyorsunuz giyecek hiçbir şeyiniz yok! Sevgiliniz sizinle pek ilgilenmiyor, belki de hak ettiğiniz maaşı almıyorsunuz diye hayıflanıyorsunuz… Canınız sıkılıyor, internete dalıp can sıkıntınızı giderecek bir şeyler arıyorsunuz. Sonra bir kadın görüyorsunuz, küçük bir bütçeyle nasıl iyi giyineceğinizin ipuçlarını veriyor. Başka bir tıklama sizi sevgilisinden ayrılan bir adamın sivri dilli dünyasına götürüyor, bir başka tık ben de sizin gibi işimden nefret ediyorum diyor Arama motorlarından oturma odamıza giren bu insanlar hayatlarını bloglarına dökerek yaşıyor… Hepsi farklı karakterlere, farklı dünyalara, farklı bakış açılarına sahip…  Tek ortak noktaları bitmek tükenmek bilmeyen paylaşma aşkları…

Her gün ne giydiklerini, nerelere gittiklerini, ne yediklerini, ne hissettiklerini anlatan Türkiye’nin “En çok takip edilen sosyal medya yazarları” bu kez “İyi Kalpli” bir proje için bir araya geliyor. Blog yazarları Miray Uçar ve Styleboom önderliğinde kurulan “SorumluBlog” Sosyal Medya’nın Sosyal Sorumluluğunun bilincinde olduğu mesajını veriyor.

Proje Hakkında:

“Bize İyi Kalbin Gerek” fotoğraf sergisi profesyonel Blog yazarları Miray Uçar ve Styleboom tarafından “SorumluBlog” Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında HIV/AIDS’e dikkat çekmek amacıyla oluşturuldu. Fotoğraf Sanatçısı Dilan Bozyel tarafından görüntülenen 20 Sosyal Medya yazarı projeye katkıda bulundu.  Hepsi birbirinden farklı 20 karakter tek bir amaç için kamera karşısına geçti. Kimi bebek sahibi olacak bir HIV pozitifi temsil etti kimi de,  HIV ile yaşayanların evlenebileceğini vurgulamak için üzerine gelinliğini geçirdi. Bu karelerin hepsi ayrımcılığa yer olmayan tek bir piknik örtüsünün üzerinde gerçekleşti.  Pucca sevgilisini streç film olmadan öpemiyor, Moda Cadısı elinde çamaşır suyu, yüzünde maske HIV ile yaşayanları tedavi etmeye çalışıyor, Cindrella HIV pozitif olduğu için toplum tarafından dışlanıyor…  Projede yer alan herkesin vücudu HIV/AIDS’in simgesi olan kırmızı kurdelelerle süslendi.  Makyaj ve Body Paint projenin ana sponsoru olan M.A.C kozmetik tarafından gerçekleştirildi.

Moda dünyasının backstage otoritesi M.A.C Kozmetik M.A.C AIDS Fonu faaliyetleri çerçevesinde projenin ana sponsoru olurken HIV ve AIDS ile yaşayan kişilere destek vermek adına Türkiye’de faaliyet gösteren Pozitif Yaşam Derneği projeyi destekliyor.

Detaylı Bilgi için: www.sorumlublog.com

Facebook       :  facebook.com/sorumlublog

Twitter           :  twitter.com/sorumlublog

Önemli Not: “Sosyal Ağ sayfalarımız 29 Eylül itibariyle aktif olacaktır”

Projeye Katılan Sosyal Medya Kimlikleri

Pucca, Ceri Levis , Onur Yuksel, Koray Caner, Serapla Moda, Zet Fashion, Cindrella Under The Umbrella, Moda Cadısı,  Modenise,  Atgotten, Kim Lan Bu Hayatimin Erkegi, Pipi Disko, French Oje,  Twitdayı ,Can Direkli,  Alışveriş Cini, Fashion By Siu, Bilun Şen,  Stilize, Styleboom, Miray Uçar

M.A.C Kozmetik Destekliyor!

1994 yılından beri var olduğu tüm ülkelerde HIV/AIDS ile yaşayan insanlara sağlık, finansal, hukuksal ve sosyal anlamda destek olmak adına birçok farklı projeler hayata geçiren M.A.C AIDS Fonu M.A.C Kozmetik’in kalbi ve ruhudur.

Bu kampanyaya gelir oluşturmak adına Viva Glam ruj serisini yaratan marka dönemsel olarak tüm dünyayı yetenekleri, başarıları ve ihtişamları ile kendilerine hayran bırakan kampanya elçileri ile çalışmaktadır. Geçtiğimiz dönemler Christina Aguilera, Fergie, Pamela Anderson gibi yıldızlarla çalışan M.A.C 2010 Mart ayından beri son dönemin fenomen ismi Lady Gaga ve 80’li yılların sıradışı ikonu Cyndi Lauper ile “From Our Lips” Kampanyası aracılığıyla tüm dünyada genç kızları ve kadınları AIDS konusunda bilinçlendirmek için çalışıyor. Çıktığı ilk hafta tüm dünyada yok satan Viva Glam Gaga ve Viva Glam Cyndi rujlarından elde edilen bağış miktarının eklenmesi ile M.A.C AIDS Fonu bugüne kadar 182 Milyon USD değerinde bağış toplamıştır. Turkiye’de Viva Glam satışlarından elde edilen tüm gelir Pozitif Yaşam Derneğine aktarılmaktadır.

M.A.C Türkiye Marka Müdürü Berrin Beksaç projeyle igili desteklerini ““SorumluBlog: Bize İyi Kalbin Gerek” Projesi M.A.C Markası’nın “All Ages, All Races, All Sexes” sloganı ile çok uyuşuyor. Markamız ülkemizde kuruluşundan itibaren büyük bir özveri ile ön yargıların yıkılarak HIV/AIDS ile yaşayan insanların daha kolay yardıma ulaşmalarını sağlamak ve hayat kaliltelerini arttırabilmek adına üretilen projelere destek vermektedir. Sorumlu Blog projesinin yarattığı farkındalık ile verilen savaşa büyük bir destek olacağına inanıyoruz” sözleri ile aktarıyor. Daha fazla bilgi için: www.maccosmetics.com; www.macaidsfund.org

Pozitif Yaşam Derneği Destekliyor!

Pozitif Yaşam Derneği, kurulduğu 2005 yılından bu yana HIV/AIDS ile yaşayan kişilerin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak ihlallerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmek, HIV/AIDS konusunda toplumu bilinçlendirerek gereken önleme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 1000’in üzerinde HIV pozitif kişiye ve yakınına ücretsiz destek hizmeti sağlamıştır. Dernek hakkında daha fazla bilgiye www.pozitifyasam.org web adresinden ulaşılmaktadır.